Ermeni tezleri, Fransa ve Avrupa (1)
Son gunlerde Fransa’da yeniden canlanan ve kisaca Ermeni yasa tasarisi diyebilecegimiz duzenleme araciligiyla gundeme gelen tamamen siyasi tavir hakkinda birkac kelime de ben etmek istiyorum.
Bu konudaki goruslerimi sizlerle basin araciligiyla paylasmak isterdim ama kisa surede basinda bir kose sahibi olmamin, bu tur pozisyonlar icin aranan cesitli kriterler goz onune alindiginda mumkun oladigini sizler de takdir edersiniz.
Bu bir siyasi tavirdir dedim, cunku tarihciler tarafindan degerlendirilip bilimsel gecerlilik kazanmamis, yani kanitlanmamis bir konuda bir ulke parlamentosunun yasa cikartarak tarihi yazma gayreti baska bir bicimde aciklanamaz. Tarihe bu bicimde mudahale etme cabalari gorulmemis sey degildir gerci. Son yuzyilda bunu deneyen, belirli bir sure icin ve yalnizca kendi halklarinin bir kismina olaylari olmasini istedikleri gibi gostermeyi basaran rejimleri bizim neslimiz yakindan taniyor. Bir kisminin yikilisini seyrettik, bir kismini da buyuklerimizden, belgesellerden ogrendik. Bu rejimleri ve o donemde yasananlari Fransizlarin bilmiyor olmasini dusunmek mumkun mu? Bir yasa cikartmakla tarihte istedigimiz degisikligi yapabilir miyiz? Biz oyle istiyoruz diye Fransiz ihtilali ya da Ekim devrimi ortadan kalkar mi? Bu isin bir boyutu. Tarihteki bir olay su sekilde gerceklesmistir diyerek kendini ve halkinin bir kismini kandirmak isteyecek politikacilar olabilir. Su anda tartisilan, bu konuda gorus bildirmenin suc ilan edilmesi. Yasayla tarihi yazacaksiniz, sonra da yine yasayla konuyu tartismaya kapatacaksiniz. Cok guzel de, bunu nasil savunabildikleri basli basina bir muamma.
Son gunlerde yapilan hatanin boyutunun bir kisim politikacilar tarafindan farkedildigi, “Akademisyenler fikir beyan ederse suc olmasin“ turu manevra cabalarindan anlasilmiyor degil gerci. Ama sonucta Fransiz parlamentosu bu yasayi cikartacak gibi gorunuyor. Bu konuda israr etmenin, sonucta kendi degerleriyle celisen kanunlar yapmanin, nedeni ne olabilir? Fransa bunu gercekten Ermenilerin cilesi nedeniyle gozleri yasardigi icin mi yapiyor? Ustelik 90 yil sonra. Bu sorunun cevabi bence konunun oznesinin kim oldugunda yatiyor. Turkiye`den, Turkiye`nin ulastigi ve ulasacagi konumdan endiseleri var. Bir takim Avrupa ulkeleri bu yontemle bir mesaj iletiyorlar. Fransa`nin mustakbel reisicumhur adayinin, yasaya destegini cekmek icin ileri surdugu iddia edilen uc talebine bakmak bize bu anlamda bir pencere aralayabilir. 1- TCK 301. maddeyi kaldirin, 2- Ermeni soykirimini kabul edin, 3- Ermenistan ile sinirinizi acin. Bu teklifi yaparken nasil bir cevap bekledigini dogrusu merak ediyorum. Meslegimde bir buyugum bana, kendisine soyletmek istedigim seyleri soylemek istemedigi zaman “Cevabini bildigin soruyu sorma.“ derdi. Nicolas Sarkhosy`de herhalde olumlu bir yanit aramiyordu. Bu bir tavir gostergesiydi. “Biz gucluyuz, gucumuzu kullanmaktan cekinmiyoruz, elinizden geleni yapin“, ya da “Sizi Avrupa Birliginde istemiyoruz, siz bizden degilsiniz.“ gibi.
Fransa bu konuda daha aktif, cunku Avrupa Toplulugu icinde de gruplasmalar ve bu gruplara onderlik etmek isteyen ulkeler var. Gruplarda hangi ulkelerin oldugu tavir benzerliklerinden anlasilabiliyor. Fransa`dan sonra Ermeni konusunda onun kuyruguna takilan Hollanda`dan ses geldigini gorduk. Avrupa Anayasasi konusunda da ayni tablo karsimizdaydi. Grup liderleri aralarindaki dayanismayi da denemis oluyorlar boyle konulari gundeme getirmekle. Turkiye zaten dogal bir hedef tahtasi gibi Avrupa ulkeleri icin. Nedeni tarihte. 50, 100, 200 yil insanlar acisindan bakildiginda cok uzun gibi gorunebilir. Ama toplumlar, ulkeler soz konusu oldugunda cok kisa bile sayilabilir. Bugun Avrupa ve Asya haritalari uzerinde gordugumuz ulkelerin buyuk bolumunun tarihleri 1.500 yildan eski. Turkler ve Avrupalilarin bu surenin ne kadarini dostluk icinde gecirdigi de herkesin malumu.
Kendini diger uluslardan ustun goren uluslarin keni tarihlerine bakislariyla diger ulkelerin tarihlerine bakislarinin farkli oldugunu gecmiste bir cok ornekle gormustuk zaten. Eger siz kendinizi medeni, karsi tarafi ilkel kabul ederseniz, sizin gerceklestirdiginiz ayni eylem, onlar yaptiginda katliam, barbarlik, soykirim olur, siz bunu adalet, onur, baris icin yapmis olursunuz. Cunku esit degilsinizdir. Siz ustunsunuzdur, medeniyet sizin tekelinizdedir. Zaten ulkenizin refahi da bunu teyit etmektedir. Medeni = zengin, yoksul = ilkel. Bu kurami belirli bazi ulkelere uygularsak sonucta tanidik bir tablo ortaya cikar mi dersiniz? Somurge duzenini onlar kurmamis, kole ticaretini onlar yapmamis, engizisyon tarihlerinin bir parcasi olmamistir. Ya da bunlar cok eskiden olmus, unutulasi genclik hatalaridir. Kurcalanmasi gerekmez. O is baskadir. Bu da tanidik bir yaklasim tabii.
Ozellikle Avrupa`da yasayan yabancilar bu hikayeyi daha once zaten okumuslardir. Yasalarin yasadiklari ulke vatandaslarina ve kendilerine ne kadar esit uygulandigini, kendilerine ne kadar esit davranildigini yakindan tecrube ederek ogrenmislerdir. Ve ulkelerinin dusuruldugu bu durumu yurekleri parcalanarak izlemektedirler. Cunku bu duruma dusenler kendileri degiller esasinda. Onlarin sahsinda ulkeleri ve kulturleridir bu muamele layik gorulen. Bu onlari daha cok yaralamaktadir. Fransa orneginde gordugumuz, bunca yildir gizliden gizliye beslenen dusuncenin futursuzca disa vurumudur yalnizca.
Avrupa icinde de dogal olarak Turkiye`yi topluluk icinde, ya da tercihan topluluk ekseninde tutmak isteyen ulkeler var. Nedeni dostluk duygulari degil tabii. Turkiye`nin yuzunu batiya donuk tutmak siyasi ve ekonomik olarak en dogru tercih Avrupa icin. Endiseleri Turkiye`nin yuzunu doguya donmesi. Bence asil endiselerinin Turkiye`nin yuzunu dogu ya da batiya donmesi olmamasi lazim. Avrupa`yi sikintiya sokabilecek gelisme, Turkiye`nin cizgisini degistirmeden yoluna devam etmesi, bu arada cevresindeki bazi ulkelerin yuzlerini Turkiye`ye donmeleri olacaktir.
Buraya kadar tahlil yaptik birlikte. Bundan sonra ne yapilmali konusuna geldi sira.
Gecmise ve gelecege bakmaya devam edecegiz .
Saygilar sunuyorum.
Bu konudaki goruslerimi sizlerle basin araciligiyla paylasmak isterdim ama kisa surede basinda bir kose sahibi olmamin, bu tur pozisyonlar icin aranan cesitli kriterler goz onune alindiginda mumkun oladigini sizler de takdir edersiniz.
Bu bir siyasi tavirdir dedim, cunku tarihciler tarafindan degerlendirilip bilimsel gecerlilik kazanmamis, yani kanitlanmamis bir konuda bir ulke parlamentosunun yasa cikartarak tarihi yazma gayreti baska bir bicimde aciklanamaz. Tarihe bu bicimde mudahale etme cabalari gorulmemis sey degildir gerci. Son yuzyilda bunu deneyen, belirli bir sure icin ve yalnizca kendi halklarinin bir kismina olaylari olmasini istedikleri gibi gostermeyi basaran rejimleri bizim neslimiz yakindan taniyor. Bir kisminin yikilisini seyrettik, bir kismini da buyuklerimizden, belgesellerden ogrendik. Bu rejimleri ve o donemde yasananlari Fransizlarin bilmiyor olmasini dusunmek mumkun mu? Bir yasa cikartmakla tarihte istedigimiz degisikligi yapabilir miyiz? Biz oyle istiyoruz diye Fransiz ihtilali ya da Ekim devrimi ortadan kalkar mi? Bu isin bir boyutu. Tarihteki bir olay su sekilde gerceklesmistir diyerek kendini ve halkinin bir kismini kandirmak isteyecek politikacilar olabilir. Su anda tartisilan, bu konuda gorus bildirmenin suc ilan edilmesi. Yasayla tarihi yazacaksiniz, sonra da yine yasayla konuyu tartismaya kapatacaksiniz. Cok guzel de, bunu nasil savunabildikleri basli basina bir muamma.
Son gunlerde yapilan hatanin boyutunun bir kisim politikacilar tarafindan farkedildigi, “Akademisyenler fikir beyan ederse suc olmasin“ turu manevra cabalarindan anlasilmiyor degil gerci. Ama sonucta Fransiz parlamentosu bu yasayi cikartacak gibi gorunuyor. Bu konuda israr etmenin, sonucta kendi degerleriyle celisen kanunlar yapmanin, nedeni ne olabilir? Fransa bunu gercekten Ermenilerin cilesi nedeniyle gozleri yasardigi icin mi yapiyor? Ustelik 90 yil sonra. Bu sorunun cevabi bence konunun oznesinin kim oldugunda yatiyor. Turkiye`den, Turkiye`nin ulastigi ve ulasacagi konumdan endiseleri var. Bir takim Avrupa ulkeleri bu yontemle bir mesaj iletiyorlar. Fransa`nin mustakbel reisicumhur adayinin, yasaya destegini cekmek icin ileri surdugu iddia edilen uc talebine bakmak bize bu anlamda bir pencere aralayabilir. 1- TCK 301. maddeyi kaldirin, 2- Ermeni soykirimini kabul edin, 3- Ermenistan ile sinirinizi acin. Bu teklifi yaparken nasil bir cevap bekledigini dogrusu merak ediyorum. Meslegimde bir buyugum bana, kendisine soyletmek istedigim seyleri soylemek istemedigi zaman “Cevabini bildigin soruyu sorma.“ derdi. Nicolas Sarkhosy`de herhalde olumlu bir yanit aramiyordu. Bu bir tavir gostergesiydi. “Biz gucluyuz, gucumuzu kullanmaktan cekinmiyoruz, elinizden geleni yapin“, ya da “Sizi Avrupa Birliginde istemiyoruz, siz bizden degilsiniz.“ gibi.
Fransa bu konuda daha aktif, cunku Avrupa Toplulugu icinde de gruplasmalar ve bu gruplara onderlik etmek isteyen ulkeler var. Gruplarda hangi ulkelerin oldugu tavir benzerliklerinden anlasilabiliyor. Fransa`dan sonra Ermeni konusunda onun kuyruguna takilan Hollanda`dan ses geldigini gorduk. Avrupa Anayasasi konusunda da ayni tablo karsimizdaydi. Grup liderleri aralarindaki dayanismayi da denemis oluyorlar boyle konulari gundeme getirmekle. Turkiye zaten dogal bir hedef tahtasi gibi Avrupa ulkeleri icin. Nedeni tarihte. 50, 100, 200 yil insanlar acisindan bakildiginda cok uzun gibi gorunebilir. Ama toplumlar, ulkeler soz konusu oldugunda cok kisa bile sayilabilir. Bugun Avrupa ve Asya haritalari uzerinde gordugumuz ulkelerin buyuk bolumunun tarihleri 1.500 yildan eski. Turkler ve Avrupalilarin bu surenin ne kadarini dostluk icinde gecirdigi de herkesin malumu.
Kendini diger uluslardan ustun goren uluslarin keni tarihlerine bakislariyla diger ulkelerin tarihlerine bakislarinin farkli oldugunu gecmiste bir cok ornekle gormustuk zaten. Eger siz kendinizi medeni, karsi tarafi ilkel kabul ederseniz, sizin gerceklestirdiginiz ayni eylem, onlar yaptiginda katliam, barbarlik, soykirim olur, siz bunu adalet, onur, baris icin yapmis olursunuz. Cunku esit degilsinizdir. Siz ustunsunuzdur, medeniyet sizin tekelinizdedir. Zaten ulkenizin refahi da bunu teyit etmektedir. Medeni = zengin, yoksul = ilkel. Bu kurami belirli bazi ulkelere uygularsak sonucta tanidik bir tablo ortaya cikar mi dersiniz? Somurge duzenini onlar kurmamis, kole ticaretini onlar yapmamis, engizisyon tarihlerinin bir parcasi olmamistir. Ya da bunlar cok eskiden olmus, unutulasi genclik hatalaridir. Kurcalanmasi gerekmez. O is baskadir. Bu da tanidik bir yaklasim tabii.
Ozellikle Avrupa`da yasayan yabancilar bu hikayeyi daha once zaten okumuslardir. Yasalarin yasadiklari ulke vatandaslarina ve kendilerine ne kadar esit uygulandigini, kendilerine ne kadar esit davranildigini yakindan tecrube ederek ogrenmislerdir. Ve ulkelerinin dusuruldugu bu durumu yurekleri parcalanarak izlemektedirler. Cunku bu duruma dusenler kendileri degiller esasinda. Onlarin sahsinda ulkeleri ve kulturleridir bu muamele layik gorulen. Bu onlari daha cok yaralamaktadir. Fransa orneginde gordugumuz, bunca yildir gizliden gizliye beslenen dusuncenin futursuzca disa vurumudur yalnizca.
Avrupa icinde de dogal olarak Turkiye`yi topluluk icinde, ya da tercihan topluluk ekseninde tutmak isteyen ulkeler var. Nedeni dostluk duygulari degil tabii. Turkiye`nin yuzunu batiya donuk tutmak siyasi ve ekonomik olarak en dogru tercih Avrupa icin. Endiseleri Turkiye`nin yuzunu doguya donmesi. Bence asil endiselerinin Turkiye`nin yuzunu dogu ya da batiya donmesi olmamasi lazim. Avrupa`yi sikintiya sokabilecek gelisme, Turkiye`nin cizgisini degistirmeden yoluna devam etmesi, bu arada cevresindeki bazi ulkelerin yuzlerini Turkiye`ye donmeleri olacaktir.
Buraya kadar tahlil yaptik birlikte. Bundan sonra ne yapilmali konusuna geldi sira.
Gecmise ve gelecege bakmaya devam edecegiz .
Saygilar sunuyorum.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home